Yargıtay’ın 3 Temmuz şike süreci ile ilgili kararı vermesinin ardından İHA’ya açıklamalarda bulunan Trabzonsporlular Derneği Başkanı Alaattin Hatayoğlu, Türkiye’de 2,5 senedir bir şike süreci yaşandığını hatırlatarak, “Tabi bu süre içerisinde Trabzonspor’un hakları teslim edilmedi. Hala da edilmiş değil. Mahkeme dediler, mahkeme sonuçlandı. UEFA dediler, UEFA sonuçlandı. Sonra ‘Yargıtay’dan gelecek karar olmadan olmaz’ dediler. Nihayetinde Yargıtay da bu işi sonuçlandırdı. Artık Fenerbahçe’nin şike yaptığı bütün kurumlar bazında, hatta futbolun Avrupa’daki patronları tarafından da tescil edilmiş durumda. Artık Fenerbahçe’yi bu anlamda koruyanlar başlarını ellerinin arasına alsınlar ve sağduyulu bir şekilde düşünsünler” dedi.
“TRABZONSPOR CAMİASINA KAN KUSTURDULAR”
Hatayoğlu, Trabzonspor taraftarına, camiasına 2,5 senedir adeta kan kusturulduğunu vurgulayarak, “Bu camia öyle hakaretlere maruz kaldı ki, sanki bu işin sorumlusu şikeyi yapanlar değil, Trabzonspor camiasıymış gibi gösterilmeye çalışıldı. Özellikle basında bazı kalemşörlerin Trabzonspor aleyhine ciddi kampanyaları oldu. Bunları unutmadık. Süreçle ilgili biz 3 Temmuz’dan beri bu ligin adaletli olmadığını ve meşru bir lig olmadığını dile getirdik. Bu ligi tanımadığımızı söyledik. Bizim bu anlamdaki tavrımız devam etmektedir. Trabzonspor’un hakları verilene kadar, şike yapan takımlar hak ettikleri cezayı alana kadar bu lig asla meşru değildir. Hatta son 2-2,
,5 senedir kazanılan maçlar, alınan şampiyonluklar bence meşru değildir. Çünkü bu ligde oynamaması gereken şike yapmış takımlarla, gerçek anlamda mağdur olan takımlar aynı ligde oynuyor. Bu bir adaletsizlik. Bence bundan sonra siyasiler, iktidar ve muhalefet şike yapan takımların cezalarının verilmesi noktasında tarafsızlıklarını ortaya koysunlar. Hak edenin hakkını versinler” diye konuştu.
“TRABZONSPOR TARAFTARININ SABRI TAŞMIŞTIR”
Mehmet Ali Aydınlar döneminde puan silme cezasıyla Trabzonspor’un kupasının teslim edileceğini belirten Hatayoğlu, “Böyle bir anlaşma yapıldı ama ne hikmetse 2-3 yıl içinde bir şeyler değişti. Sonrasında Yıldırım Demirören, şikeden hüküm giymiş bir takımın başkanı, federasyon başkanı oldu. O da aynı şeyi söyledi; ‘2010-2011 sezonunun şampiyonu Fenerbahçe’dir. Gerekirse 5 yıl Avrupa’ya gitmeyiz, bu işi biz içimizde hallederiz’ dedi. Bu ‘Avrupa bize ne ceza verirse versin, biz mahkeme kararlarını da tanımayız. UEFA’nın ve CAS’ın verdiği kararları da tanımayız. Bildiğimizi okuruz. Adaletsizliği devam ettiririz” demektir. Bu yanlış, süreç içerisinde yapıldı. Bundan sonra özellikle Trabzonspor taraftarının sabrı taşmıştır” şeklinde konuştu.
“TRABZONSPOR TARAFTARI İTİDALLİ DAVRANDI”
Hatayoğlu, 2,5 sene içerisinde Trabzonspor taraftarının çok itidallı davrandığını ifade ederek, “Bizim uğradığımız haksızlığa başka takım taraftarları uğrasaydı, çok daha farklı sonuçlar alınabilirdi. Üstelik şike yapmış takımın pervasızlığını kamuoyu görüyor. Haksızlığa uğrayan biz olduğumuz halde, sanki onlarmış gibi davrandıklarını tüm kamuoyu görüyor” dedi.
“BÜYÜK BİR EYLEM YAPACAĞIZ”
Gelinen son aşamadan sonra büyük bir eylem yapacaklarını açıklayan Hatayoğlu, şunları söyledi:
“Artık bu iş çığırından çıktı. 2010-2011 sezonu şampiyonunun Trabzonspor olduğu arttık nettir. Kamuoyunun vicdanında da bu böyledir, ahlaken de bu böyledir. Türkiye Cumhuriyeti’nin yasalarında da, UEFA ve CAS’ın kurallarında da bu böyledir. Artık aksini iddia etmek haksızlık yapanlara prim vermek anlamına gelir. Siyaset acilen futboldan elini çeksin. Görevini yapmayan Yıldırım Demirören başkanlığı bıraksın. Zaten kendisi de 2010-2011 sezonunda şike soruşturmasına karışmış bir takımın başkanıydı. Önümüzdeki günlerde artık ufak tefek eylemler değil, çok büyük eylemler yapacağız. Benzerini daha önce federasyonda 3 kere yapmıştık. İlkine 8-10 bin kişi, ikincisine yine 10 bin civarı, en son eyleme ise 30 bin civarında taraftar katıldı. Bu haksızlık giderilmezse, yine eş zamanlı Trabzon, İstanbul ve Ankara olmak üzere 100 binleri bulan büyük bir eylem gelecektir. Biz buradan çağrı yapıyoruz; Trabzonspor’a 2,5 yıldır kan kusturdunuz. Artık hakkımız olan şampiyonluk kupamızı verin. Şike yapmış takımlara da hak ettikleri cezayı verin. Türk futbolu Avrupa futbolu nazarında, dünya futbolu nazarında şike damgası yemiş bir ülke konumunda. Bunun aksini kimse iddia edemez. Olimpiyatları nasıl alamadığımız açık şekilde ortada. Rakibimiz olan Japonya’nın en büyük argümanı doping ve şikeydi. İkisi de sporda ahlaksız bir durum. Bunu temizlemek bence siyasilere düşüyor.”