Geleneksel İftar Yemeği – 2014

Alaattin Hatayoğlu: Şike-yargı sürecinde iktidarın ve muhalefetin objektif olmadığını, Trabzonspor’un haklılığını görmezden geldiklerini, emek hırsızları lehine adaletsiz yaklaşımlarda bulunduklarını söyledi.
İftar yemeğinde ilk konuşmayı yapan Hatayoğlu, tarafının Trabzonspor olduğunu belirterek, Trabzonsporu temsil edemeyen kişileri dün olduğu gibi bugün de eleştirdiğini, yarın da eleştireceğini söyledi. “Bunu yapmayacak olsak ne işimiz var burada, derneği kapatır gider evimde otururum” dedi.
1967 Trabzonsporlular  derneğinin her yıl geleneksel olarak düzenlediği iftar  programına bu sene de katılım yoğundu. Trabzonspor’un eski başkanı Mustafa Günaydın, eski asbaşkan Hayrettin Hacısalihoğlu, eski yönetici Erdal Atalay, Ufuk Bozoğlu ve Temel Soyyiğit, basın ilan kurum başkanı Mehmet Atalay, Trabzonspor’un efsane futbolcusu Ali Kemal Denizci , TFF Yöneticisi Taylan Üner, TÜFAD Başkanı Rıza Çavuşoğlu, çok sayıda değerli bürokrat, iş adamları ve basın mensuplarının katıldığı gecenin sunuculuğunu Uzay TV editörü spor programı yapımcısı Meyil Alim yaptı. Gecenin açılış konuşmasını 1967 Trabzonsporlular dernek başkanı  Alaattin Hatayoğlu yaptı.
3 temmuz’da başlayan ve Trabzonspor’un gündemini 3 yıldır meşgul eden şike olayından bahsetti.
Şike Sürecini Akamete Uğratan Başbakan’dır
Türkiye Cumhuriyeti başbakanı, 3 Temmuz sürecinde Kırkpınar yağlıgüreşleri organizasyonunda söylemiş olduğu “Şike yapan kurum ve kişiler birbirinden ayrılsın” sözlerinden sonra şike sürecine start vermiştir. O dönemde Trabzonspor’un başkanına ve asbaşkanına şike operasyonu başlatıldı. Ancak şikeyi yapan kurum ve kişiler hakkında herhangi bir yaptırım olmadı. O dönemin Federasyon Başkanı Mehmet Ali Aydınlar, yapılan operasyonlar ardından “ bu işin içerisinde Trabzonspor da varmış. Bu iş daha da çok uzayacak” söylemleriyle olayları manipüle etme yolunu izledi. Sportif anlamda şike yaptığı kanıtlanmış kulüplere hiçbir yaptırım olmazken Trabzonspor kulüp başkanları ve yöneticilerine operasyonlar düzenlenip Trabzonspor şike olayı içerisine dahil edilmeye çalışıldı.  Bu olayların neticesinde Trabzonspor, hem sportif yetkililer hem de yargı karşısında aklanıp temiz olduğu ortaya çıkmıştır. Fenerbahçe, Beşiktaş, Sivasspor ve Eskişehirspor kulüp başkanları, yöneticileri ve teknik heyetlerinin, şike yapmış olduğu somut olarak kanıtlanmışken hala Türk futbolunun başında bulunmaları Türk Futbolu için utanç verici bir durumdur.
Avrupa’yı her anlamda örnek alıyoruz. Avrupa’da adı şikeye karışan isimlerin, kendi ülkelerinde çalışmalarına izin verilmemesine rağmen transfer edilip Türkiye’de kulüplerin başlarına getirilip her birine görev verildi. Hector Coper, Daum, gibi isimler aArupa’da futbol ve spor hayatından uzaklaştırılmasına rağmen Türkiye’de teknik direktörlük hayatlarına devam edebildiler. Bu utanç verici durum onların değil bizim ayıbımızdır. Türkiye’de Yargıtay, UEFA ve CAS tarafından şike yaptığı onaylanmış olan kişilerin hala Türk futbolu içerisinde aktif görev yapıyor olmaları Türkiye için büyük bir ayıptır.  Aziz Yıldırım, Yıldırım Demirören gibi isimler şike olayının baş zanlıları olarak yargılanması gereken isimlerken bugün bir tanesi Türk Futbolunu yöneten isimdir. Yıldırım Demirören gibi şike yaptığı kesinleşmiş bir kulübün başkanının bugün Türk Futbolunun başında olması Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Futbolu adına utanç verici bir durumdur ve bu durum tarihin kara sayfalarında yerini mutlak ve mutlak alacaktır.
Hatayoğlu ayrıca, Şenol Güneş’in “ Türkiye Cumhuriyetini yönetenlerin ve Türk futbolunu yönetenlerin adaletine inanmıyorum” sözlerinin gerçekliğinden bahsetti. Türk futbolu şu anda olmaması gereken bir noktadadır ve bu durumun tek sorumlusu siyasettir. Trabzonspor’un eski ve mevcut başkanının şike konusundaki yanlışlarından ve siyasete yakınlığından bahsederek şike sürecinde izlenmesi gereken konulara değindi. Trabzonspor’un mevcut başkanı Hacıosmanoğlu’nun “Başbakan şikeye karışmamıştır.” sözünün şike ile mücadelesinde ne kadar samimiyetsiz olduğunun göstergesi olduğunu belirtti. Sadece taraftarın gazını almak için bulunduğu söylemlerle aslında şike sürecindeki tutumunun göstermelik olduğunu ifade etti.
Mahmut Uslu “ Başbakan söz verdi Aziz yıldırım tutuklanmayacak yeniden yargılanacak.” Şeytan lakaplı Rıdvan Dilmen “Şike sürecinde başbakan en büyük Fenerbahçelidir.”  UEFA Genel Sekreteri Infantino “  şike yapan takımları Türk hükümeti kurtarmak için olağanüstü çaba sarfetmektedir”  bu söylemler Hacıosmanoğlu’na bir şey ifade etmiyor mu? Kupamızı verdirmeyen başbakandır. Hacıosmanoğlu çok yürekli ise mahkeme kararını, Yargıtay onayını, UEFA ceza kararını, CAS onayını alıp başbakan’ın huzuruna çıkarak kupayı başkandan istemelidir.
Trabzonspor’un siyasetten uzak durması gerektiğini ve şike süreci kapsamında yapılması gerekenlerin bir an önce yapılması gerektiğini, yüzbinler ya da milyonlarla birlik ve beraberliği sağlayıp Türk Futbolunun temizlenmesi adına bir yürüyüşün en kısa zamanda yapılmasını temenni ettiğini dile getirerek konuşmasına son verdi.

 

Yazar