Ãœnal Karaman’ın Galatasaray Maçı Sonrası Açıklamaları

Teknik Direktörümüz Ünal Karaman, Galatasaray karşılaşması sonrası basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

KaybettiÄŸimiz için üzgün olduÄŸunu belirten Karaman, ”Maçı kısaca deÄŸerlendirecek olursak maç baÅŸlangıcı bize yakışmayacak bir baÅŸlangıçtı. Neticesinde içeride çok dar bir zamanda gördüğüm pozisyondan dolayı penaltıdan gol yedik. Devamında golü de bulduk ama ikinci golü özellikle çok hassas olduÄŸumuz bir noktada ve ısrarla çalıştığımız, anlattığımız bir konudan dolayı bize yakışmayacak bir tarzda yedik. Ben oyuncularımın tavrını yenilen golle alakalı normal karşılıyorum. Hayatın her evresinde futbol karakteri olarak üzerine sinmiÅŸ veya ceket gibi giymiÅŸ olduÄŸu bir karakterden farklı karakterler üretmeye çalışıyorsunuz. Onun için ufak tefek hataları mazur görebiliyoruz. Üçüncü golden sonra daha baskılı oynayan takımım vardı. BulduÄŸumuz pozisyonlar vardı. Bu dönem içerisinde hepimizin baktığı ama bazılarımızın gördüğü bir pozisyon yaÅŸadık. Ben saha içerisindeki ekrandan da gördüğüm, emin olduÄŸum bir pozisyondu penaltı verecek diye. Belki orada 3-2’yi bulmuÅŸ olsaydık penaltıdan sonra o baskı ve coÅŸku bizi farklı bir noktaya taşıyabilirdi. Olmadı, girdiÄŸimiz pozisyonlarda da gol yapma becerisini gösteremedik. Dolayısıyla böyle bir maÄŸlubiyet aldık. Bazen galip gelirsiniz kaybedersiniz ama bazen yenile yenile büyürsünüz! Biz bugün böyle bir müsabaka oynadık. Sakatlarımızın olması sebebiyle ham oyuncularımızın geliÅŸimine biraz daha müsaade etme boyutuyla kısıtlı kadroyla hem kupa hem de ligde yarışıyoruz. Ona raÄŸmen mücadele eden,teslim olmayan ve hakemin bitiÅŸ düdüğüne kadar sahada samimi duruÅŸ gösteren oyuncularım var. Ben maÄŸlubiyete raÄŸmen onlara teÅŸekkür ediyorum. Tabii ki kendi aramızda deÄŸerlendireceÄŸimiz hatalarımız, eksiklerimiz var. Onlar üzerinde de ısrarlı bir ÅŸekilde çalışmaya devam edeceÄŸiz” dedi.

Basın mensuplarının tartışmalı pozisyonlar ve müsabakanın hakemi hakkındaki düşüncelerini sorması üzerine ise Karaman, ”Maçtan sonra hakemin yanına gittiÄŸimde hiçbir ÅŸey konuÅŸmadım, sadece tebrik ettik. Çünkü bazen insanları tebrik ederek de alması gerekeni alabilirler. Bizim ortaokul döneminde okuduÄŸumuz bir kitap vardı. “Bakmak ve Görmek” diye bir konu vardı. Ä°nsan bazen bakar, bakar ama görmez. Biz oyuncularımıza diyoruz ki bakın, karşınızdakinin gözüne bakın. Gözünüzle gördüğünüzü yüreÄŸinizle sevin. Hep oyuncularımıza bunu anlatmaya çalışırız. Gencecik fidanları hayata hazırlarken onu salık veriyoruz. Yoksa siz bakarsınız, deÄŸerlendirirsiniz ki ben saha içindeki ekrandan gördüm pozisyonu. O kadar rahat döndüm ki, çünkü çok bariz ben gördüm ekrandan. Bazen biz görüyoruz, görülmüyor. Demek ki bizim bakış açımızı deÄŸiÅŸtirmeliyiz, bizim bakış açımızda bir yanlışlık var. Maçtan sonra hocamızı eleÅŸtirmedim, sadece tebrik ettik. BaÅŸkanım kendi fikirlerini açıklamıştır, hangi açıklamayı yaptı bilmiyorum ama kendince çok makul ve anlaşılabilir bir açıklama yapmıştır” dedi.

Oyuncu tercihlerine yönelik sorulara ise Karaman, ”Zargo Toure konusunda Galatasaray’ın yüksek oyuncuları vardı. Kalede de genç bir oyuncumuz vardı. Dolayısıyla gelebilecek özellikle duran toplarla alakalı tehlikelerde en azından bertaraf etme noktasında, Vahid tercihimizi de kafa topu vurabilecek oyuncu diye düşündük. Ayrıca savunma önünde bir sigorta gibi kalır, Abdulkadir ve Yusuf daha rahat hareket edebilir diye düşündük. Tabii devreye maÄŸlup girince maçı çevirebilmek için havadan deÄŸil de yerden hamle gücü olan oyuncu deÄŸerlendirelim dedik. Yoksa beklediÄŸimin ötesinde çok kötü bir performans sergilediÄŸi için oyuncu deÄŸiÅŸikliÄŸi yapmadım. Sadece içeriye maÄŸlup girdiÄŸimiz için yerden oyunu daha hızlı taşıyabiliriz diyerek Abdulkadir Parmak tercihini yaptım” dedi.

Abdulkadir Ömür’ün performansına dönük soruya ise Ãœnal Karaman, ”Abdulkadir Ömür’ün alt adalesinde sorun var. Bunu daha önceki yıllarda da yaÅŸamış. Bir de ayak topuÄŸunda yarası var. Orada bir yastık gibi oluÅŸan içeride küçük bir ödemi var. Özel bir koruyucuyla beraber oynamaya gayret gösteriyor. Ä°ster istemez performansını etkiliyor olabilir ama ben bugün özellikle ikinci yarıdaki hareketliliÄŸi ve canlılığını takdirle deÄŸerlendirilebilecek boyutta gördüm. Herkes bir özverinin, gayretin peÅŸinde. İçinde bulunduÄŸumuz durumun farkındalar sonuçta bu onların takımı. Ben gerçekten kızamıyorum. Kupa maçından sonra oynadığımız 21 günlük dönemde 6 maç oynadılar. Bugün yine aynı oyuncuları kullanmak zorunda kalıyoruz. Her an yarışın içerisindesiniz, biraz rahatlayıp da daha farklı çözümler üretme ÅŸansınız olmuyor. Sosa geldi, ÅŸayet 3-1’den sonra 3-2’ye getirebilmiÅŸ olsaydık Sosa hamlemiz olacaktı. Aradaki fark hep 2’de devam ettiÄŸinde onu da riske etmedik. Son iki ay içerisinde sadece son 2 antrenmanımıza katılmıştı. O son 2 antrenman da kupa maçından çıkmış bir takımın yapmış olduÄŸu yumuÅŸak antrenmanlardı. Oyuncularımdan memnunum. Zaman zaman performanslarını üst seviyeye çekecek diye beklediÄŸimiz oyuncular var ama sonuçta bunlar makine deÄŸil, insan. Hep sinir uçlarıyla oynuyorsunuz, hep hedef hep hedef gösteriyorsunuz. Bu tip dalgalanmaları da makul karşılıyorsunuz, en azından ben makul karşılıyorum” dedi.

Genç oyunculardan oluÅŸan kadronun geleceÄŸine yönelik gelen soruya ise Karaman, ”Trabzonspor’un yıllardır Türkiye üzerinde bir rol model özelliÄŸi vardır. Bu dönem içerisinde, geçmiÅŸ iki dönemi dikkata aldığımızda daha marka olmuÅŸ oyuncular ve yüksek maliyetlerle kulübümüze kazandırılan oyuncular vardı. Elbette ki o oyuncular da kulübümüzün baÅŸarısı için emek harcadılar, ter döktüler. Sadece bizim deÄŸil ülke futbolunun geleceÄŸe daha emin adımlarla bakabilmesi noktası içerisinde artık kara göründü arkadaÅŸlar! Ä°nsanların bir ÅŸekilde ayaklarını yere basması lazım. Bu büyük bütçeleri kulüplerin kaldırması mümkün deÄŸil. Sırtımızda yük gibi taşıyoruz, ben spor adamı olarak deÄŸerlendiriyorum. Biz genç oyuncularımıza forma verdik eve baÅŸarılı oluyorlar, baÅŸarılı olurken de daha çok öğrenecekler ve daha çok gayret gösterecekler. Biz, rengi, milliyeti, dini ne olursa olsun bize emanet edilen her oyuncuyu kendi evladımız olarak görürüz. Ben altyapıdan gelen oyuncuları kullanıyorum ama on bin kilometre öteden gelmiÅŸ farklı inançlardan farklı kimliklerden oyuncuları da bize emanet edilen oyuncunlar olarak görürüz. Biz onlara asla yabancı statüsü diye deÄŸerlendirmem, kontenjan oyuncusu olarak deÄŸerlendiririm. Dolayısıyla bu harmanın içerisinde bu çocuklar piÅŸecekler. Zaman içerisinde çok çok daha iyi yere gelecekler. Tabii biz bu süreç içerisinde elbette ki fikirlerimizi söyleyeceÄŸiz. Altyapıdan getirdim, oynasınlar demekle olmuyor orada ciddi bir emek gerekiyor, ciddi bir yapılanma gerekiyor. Belki üst yapıya yapacağın bir oyuncu transferiyle altyapıya fiziki ÅŸartları da dahil olmak üzere, eÄŸitimci kadrosu ve malzeme de dahil olmak üzere çok rahat dizayn edebilirsin. Ama diÄŸeri daha cazip geliyor, çünkü sana ait olmayan bir parayı hoyratça kullanabiliyorsun ve orada vitrin yapıyorsun. O tavrı da alkışlayan binlerce, milyonlarca insan olabiliyor çünkü orada anlık düşünüyorsun. Elbette ki gençler bizim için çok deÄŸerli, sadece Trabzonspor için deÄŸil Türkiye genelindeki bütün gençler bize emanetler. Biz onları geliÅŸtireceÄŸiz, insani olarak yukarıya çekeceÄŸiz ki en azından biz tribünlere çıkarken, sahaya çıkarken bile futbolcu olmasa taraftar olsa bile misafir bir takımı aÄŸza alınmayacak küfürlerle karşılamamayı da öğrenecek bunlar. Hepsi belki üst seviyede profesyonel olmayacak ama insana, Türklüğe, Ä°slam’a yakışmayacak bir tarzla karşılamayı en azından yapmayacaklar. En azından bu bilinçle sporun içerisinde olan insanlar yetiÅŸtireceÄŸiz. Ben ülke gençliÄŸine güvenmekten yanayım, takımlarımızın tamamının da altyapıya döneceÄŸini düşünüyorum. Kulüplerimizin de artık tesisleÅŸmeyi tamamen ters çevireceÄŸini, kaliteli hocaları da tamamen ters çevireceÄŸini ve altyapıda barındıracağını, kaliteli eÄŸitimlerle genç kuÅŸakla beraber yeni jenerasyonla yeni oyuncular çıkaracağını, kaliteli oyuncular, kaliteli insanlar, vatanına, milletine, bayrağına saygılı insanlar yetiÅŸtireceÄŸini düşünüyorum. Onun da Türk sporunu bir noktaya taşıyacağını düşünüyorum. Umarım onda da yanılmam” diyerek yanıt verdi.

Müsabakanın hakemine yönelik düşünceleri tekrar sorulan Karaman, “KiÅŸi kendi yüreÄŸine maÄŸlup düşüyorsa bir yerde yanlış var demektir. Derim ya insan yüreÄŸi yeryüzü gibidir, bir yanı karanlık bir yanı aydınlık. Biz yüreÄŸimizle aslolan aydınlığın karanlığa karşı galip gelmesini saÄŸlayabilmek. Hangimiz olursa, basın da olabiliriz, futbolcu olabiliriz, kenarda antrenör olabiliriz. Ne olursa olsun evimize götürdüğümüz ekmeÄŸin helal olmasını isteriz. Bu adil bakış açısı içerisinde saha içerisinde insanlar alın teri döküyorlar. Ben oyuncularımı içeride tebrik ettim. Dedim ki “Biz yenilgi yenilgi büyüyeceÄŸiz!” çok önemli deÄŸil, biz bunu tolere edebiliriz. Biraz daha gayret gösteririz, biraz daha çaba gösteririz ve istediÄŸimiz sonucu alırız. Ama aslolan insanların birbirine güvenini ortadan kaldırdığımıza, kime ne lazımsa onu alabilen bir mantık saha içinde olacaksa o zaman bu iÅŸi yapmanın bir manası yok. Baktığımız zaman hepimiz bu meslekten dolayı evimize ekmek götürüyoruz ama bu iÅŸin temelinde masum emeklerle kazanılmış, alın teri dökülmüş evimize ne götürebilmiÅŸsek helalinden çocuklarımızı beslemek isteriz. Umuyorum ki, inanıyorum ki Ãœmit hoca da bu bilinç içerisinde hareket etmiÅŸtir. Bütün düşüncem o yönde. Arda adına da görev verdik, çok fazla panik yapmadı bu ÅŸekilde büyüyecekler tebrik ediyorum kendisi” diyerek sözlerini noktaladı.

Yazar