1967 Trabzonsporlular Derneği Başkanı Alaattin Hatayoğlu çarpıcı tespitlerde bulundu.
Beşiktaş karşılaşmasını izlemek amacıyla Trabzonâa gelen 1967 Trabzonsporlular Derneği Başkanı Alaattin Hatayoğlu ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Kendisine sorduğumuz tüm sorulara çok net cevapler veren Hatayoğlu, önemli tespitler yaparken Trabzonspor camiasına da hayati mesajlar verdi.
3 Temmuz sürecinin başlangıcındaki şaşkınlık ortamında grup olarak ilk olarak nasıl tepki göstermiştiniz?
Zaten ligin ikinci yarısından sonra o dokuz puanlık farkın kapandığı dönemlerde Türkiyeâde birşeylerin olduğunu biz de gözlemleyebiliyorduk. Hatta bunu bir uyarı şeklinde o günlerde basına duyurmuştuk. Yöneticilik yapmak sadece transfer yapmak değil Trabzonsporâun önüne çıkan engelleri bertaraf etmek olduğunu içeren bir uyarımız da olmuştu. Ligin bitmesine birkaç hafta kala Kemalettin Göktaş vasıtasıyla Emre Belözoğlu ile Ankaragücüânden bir futbolcunun mesajlaşması ortaya çıkmıştı. Bence bu işin fitili o dönem ateşlenmişti ama o günkü siyasiler seçim dönemi olduğu için bu işi biraz sümen altı yaptılar. şike süreci gündeme düştüğü an aslında bunu yıllardır biriken bir şeyin patlaması olarak gördük. çünkü bu ligde yıllardır üç İstanbul takımının şampiyon olmasına, hedeflere ulaşmasına aracıydı bunlar. Biz bunları yıllardır yaşadık sadece 2010-2011 sezonunda değil. Ondan evvel de bizim 4-5 şampiyonluğumuz bu yollarla gasp edildi ama 2010-2011 sezonu bu anlamda tavan yaptı. Artık halının altına süpürülen pislikler taştı ve uluorta serpildi. Türkiye için yüzkarası bir durum. Gerek yargılama süreci, gerek TFFânin aldığı kararlar, Trabzonsporâa yapılan bu haksızlığın bırakın telafi edilmesi Trabzonspor bu süreçte daha beter cezalandırılmıştır.
Trabzonspor yöneticileri hakkındaki iddialar eğer gerçek olsaydı nasıl bir tepki gösterirdiniz?
Trabzonsporâda bir yöneticinin böyle bir şeye yelteneceğini düşünmek dahi istemem. Aslında bu anlamda Sadri şenerâin bir cümlesi var ve bu her şeyi ifade ediyor: âBöyle bir şeyi biz aklımızdan dahi geçiremeyiz. Böyle bir şeyi yapmış olsak biz Trabzon şehrine dahi giremeyizâ İşin özeti bu aslında. Fazla üzerinde durmamak lazım. Trabzonspor zaten yıllardır şike ahlaksızlığı, pisliği yüzünden canı yanmış bir camia. Bunlarla mücadele etmiş bir camianın böyle ahlaksız bir yapının içerisine girmesi değil beyinlerden dahi geçmesi bence düşünülemez.
TFFânin hukuk kurullarının kararları ile 16. ACMânin kararlarının çelişmesini taraftarlar nasıl yorumluyor?
3 Temmuz süreci başladığında Fenerbahçe Başkanı Aziz yıldırım ve şikede adı geçenlere bir operasyon yapıldı ama biz Fenerbahçe üzerine yoğunlaşıyoruz. Doğrudur bizim haklarımızın gasp edilmesi noktasında en büyük darbeyi Fenerbahçeliler vurmuştur. Ama şikenin iki numaralı takımı Beşiktaş. Bu gözden kaçırılıyor. Yıldırım Demirören başkanlığındaki Beşiktaşâın kupa maçında tescillenmiş şikeleri var. Başlangıçta Demirören de bu zanlılar içindeydi. Ne olduysa Yıldırım Demirören iki hafta ortalıktan kayboldu ve Beşiktaş ile ilgili olan gündem durduruldu. Asbaşkan Serdar Adalı, Teknik Direktör Tayfur Havutçu ve kulüp müdürleri cezaevlerinde yattılar ve mahkeme sonucunda da şikeden ceza aldılar. 3 temmuz sonrasında TFF bir açıklama yapacaktı cezaların verilmesi ile ilgili. Bu beklenen açıklama yapılmadan Başbakanın bir açıklaması ortaya çıktı. Kişilerle kurumlar ayrılsın denildi.Bence şike ilgili tavır o gün belirlenmiştir Başbakan tarafından. şike yapan takımların da affedilmesinin yoluna gidildi. Ve bir gün sonra TFFânin şike cezalarını açıklaması beklenirken sabah saatlerinde Trabzonsporâun Başkanı Sadri şenerâe, Asbaşkan Nevzat şakarâa takip edilen bir suçlu gibi hiç tebligat yapılmadan ifadenizi alalım demeden kameralarla beraber baskın yaparak Trabzonsporâa da bir operasyon düzenlediler. Trabzonspor da bu işin içindeymiş algısı yaratıldı. şikeden ceza alan hapis yatan bir çok isim davet usülü ile karakola, savcılığa gitmişlerdir. Trabzonsporâun suçsuz yetkililerine ise böyle bir muamele yapılmıştır. İşin özü bu kamuoyuna mesaj vermekti. O gün açıklama yapan Mehmet Ali Aydınlar ise bu operasyonun sonunda gülerek neşeli bir şekilde beklenen açıklamasını yapmıştır. Bu süreçte başka takımlar da varmış diyerek Fenerbahçeânin halen daha verilmemiş cezasını ötelemeye başladılar.
şike sürecinde medyada Ahmet çakar, Erman Toroğlu, Mehmet Baransu ve Rasim Ozan Kütahyalı gibi kişiler Trabzonspor taraftarlarını gazı almak amacıyla şikecilerin aleyhine bir tavır sergiler gibi oldular. Yalnız dikkat edin Fenerbahçe aleyhine konuşan bu dört isim de Trabzonspor bu işin içerisindedir, teşvik vermiştir ve küme düşecektir söylemlerini sürekli ifade etmişlerdir. Ve ne hazindir ki biz şampiyonlar ligi maçı oynadığımızın arife gününde bu ifadeleri kullandılar. Medyada herkesin eline bir pusula yerleştirmişler okutuyorlar. Ben bunları Cuma hutbelerine benzetiyorum. Diyanet İşleri o günkü hutbeyi verir ve tüm cemilerde aynı hutbe okunur. Bunlar da basında öyle. Toplum mühandisliği yapmaya yeltenirler bu isimler. Bunların bu anlamda samimiyetlerine de kesinlikle inanmıyorum.
SADRİ şENERâİN DEMİRÖREN DESTEĞİ KABUL EDİLEMEZ
Süreç öyle işlendi ki Başbakanımızın Teacher modelini uygulayalım gerekirse 5 yıl UEFAâya gitmeyelim beyanatları var . Benzer ifadeleri Yıldırım Demirören daha TFF başkanı olmadan önce söylemişti. Bunun açılımı ülkemizde şike yapana ceza vermeyelim, hak edene hakkını vermeyelim Uefa bize en fazla Avrupa kupalarına gitmeme cezası verirdir. Başbakanımız ve Yıldırım Demirörenâin ortak mesajlarından sonra Mehmet Ali Aydınlar gönderilerek yerine Yıldırım Demirören getirildi. Bizim yönetimimiz de Sadri şener başkanım kusura bakmasın çok yanlış bir tavırla biz iki kişi içeriye soktuk, bize kupa sözü de verdiler diyerek Yıldırım Demirören yönetimine destek verilmesini ben asla kabul etmiyorum. Bu yaklaşım asla inandırıcı değil. Eğer buna inanıp destek verdiyseler bence yanlış yaklaşım. İki kişi yönetime soksanız ne olur 13âe 2âsiniz sonuçta. 2 kişi orada ne yapabilir. Dürüst, adaletli olan insanla pazarlık yaparak mı kupayı alacaksınız. Bu anlamda Sadri şener veyönetimi de büyük yanlış yapmıştır. Neticesinde Demirören yönetimi şike aklamıştır. Ceza verdikleri yöneticiler varken şike sahaya yansımamıştır denişmiştir. Türkiyeâde de bir akıl tutulması olduğu muhakkak.
SİYASETçİLERİN BOYNUNA TRABZONSPOR ATKISI ASILMASIN
Bu süreçte siyasetin faktörüne dikkat çekmek istiyorum. Spor Bakanı aldığı talimatla Kulüpler Birliğiâne yasayı değiştirmek için çalışın diyor ve gidip muhalefeti de ikna etmelerini söylüyor. Onlar da gidip muhalefeti ikna ediyorlar. Yasa mecliste değişiyor. Bizim Trabzon milletvekillerinden Koray Aydınâı ayırıyorum diğerlerinin hepsi ya katılmadı ya da evet oyu veridler. Tek hayır oyunu Koray Aydın verdi. Diğer milletvekilleri artık parti liderlerinden aldıkları talimatla mı yoksa siyasi gelecek korkusuyla mı bilemem ama burada bir duruş gösterememişlerdir. Trabzonspor taraftar gruplarına sesleniyorum Allah aşkına önümüzde seçimler var. Tek bir siyasetçinin boynuna onurlu,şerefli atkımızı takmasınlar. Ayıptır, günahtır.
1967 Trabzonsporlular Derneği şike sürecinde ne yaptı?
Biz 2011-2012 sezonunun başlamasına 1 hafta kala bir deklarasyon yayınladık. Bütün ulusal basında da bu çıktı. Ana başlığımız biz bu ligi ve bu federasyonu tanımıyoruzdu. Bu ligde adaletsizlik devam ettiği sürece, şike yapan takımların hak ettikleri küme düşme cezası uygulanan kadar ve son olarak da Trabzonsporâun hak ettiği şampiyonluk verilene kadar bu ligi bu federasyonu tanımıyoruz dedik. Derneğimiz olarak yayıncı kuruluşla olan aboneliğimizi bir kampanya olarak iptal ettik. O dönem yaklaşık 3 milyon olan abonelik 500 bin fire verdi. Bizim bu kampamızdan iki gün sonra Nihat Özdemir çıkıp Lig Tvâye abone olun diyerek Fenerbahçelilere seslendi. Bu şike sürecinin başında böyle bir tavır koyduk ve şu ana kadar da hiçbir lig maçına da gitmedik. Yaklaşık 60 haftadır Türkiye Ligi maçlarını izlemedik. Trabzonsporâun hassas bir dönemde olması sebebiyle Beşiktaş maçıyla beraber tribünlere geri döndük. Biz tepkimizi sonlandırmadık sadece Trabzonspor için erteledik. Türkiyeâde ilk şike panelini yaptık. Böyle bir şeyin de öncüsü olduysak eğer bu bizim gururumuz olur dernek olarak.
Trabzonspor yönetimi faaliyetlerinize herhangi bir katkıda bulundu mu?
Biz 23 yıllık bir derneğiz ve 12 yıldır da bu derneğin başkanlığını yapmaktayım. Benden önceki başkanların döneminde de derneğin her kademesinde görev yaptım. Aynı zamanda derneğin kurucu üyesiyim. Bugüne kadar Trabzonsporâun eski ve yeni yöneticilerinin derneğimize maddi anlamda bir katkısı olmamıştır. Bugüne kadarki tüm etkinliklerimizi 1967 Trabzonsporlular Derneği yönetim kurulu ve üyeleriyle beraber yaptık. Bizim bir ilkemiz var. Trabzonsporâdan alan değil veren bir derneğiz. Kimseyi bu anlamda şahsi olarak hedef almak istemiyorum ama yönetim ne yazık ki kullanmaya uygun gördüğü bazı kesimlere üstelik kulübün bütçesinden para verdiği açık ve net bir şekilde ortadadır.
Biz Trabzonsporâa para kazandıran bir derneğiz. Mesela Trabzon-Cell var. İstanbulâdaki yetkili arkadaşlar gelip müracaat ettiler bize. İstanbulâda kendi imkanlarımızla stant kurduk. Üyelerimize bu yönde çağrı yaptık, taraftarlara böyle çağrı yaptık ve bu anlamda büyük katkı sağladık. Trabzonspor Kulübüânün yapmış olduğumuz etkinliklerde davetlerimize katılmaktan başka maddi manevi bir desteği olmadı.
Size göre 2010-2011 sezonunun ödülleri ve cezaları verilecek mi?
Ciddi anlamda UEFA ve FİFA ayağından umudum vardı ama şu an umudum kırılmış durumda. 3 Temmuzâdan beri bu konuyu irdeleyen, araştıran ve neler olup bittiğini öğrenmeye çalışan birisiyim. Her doğru her yerde söylenmez mantığıyla bazı şeyleri de söyleyemiyorum. Karşı tarafın avukatlarıyla da birebir görüşmelerimiz oldu. Tüm bunları bir araya getirdiğimizde benim adalet anlamında ciddi şüphelerim var. Ben bu ülkeden bir adalet beklemiyorum çünkü bu adaletsizliği bu noktaya spor bakanından sistemin diğer yetkilileri getirdiler. Bu konuda önemli bir husus var. Fenerbahçeâye siyasiler ceza verdirmezmişler çünkü oy potansiyelleri yüzde 25 oranındaymış. Peki öyle olsun hepsi şikeyi savunmuyor ama savunuyor diyelim yüzde 75âlik kesimi ne yapacaksınız. Siyasilerin oy kaygısıyla ceza veremeyeceği külliyen yalan. Bu mantığa göre bugün siyasi partiler şikeye destek verdikleri için barajın altında kalmaları lazım. Bu mantığı kabul edenler kim olursa olsun bu ahlaksızlığa ortak olmuş demektir.
Trabzonspor bundan sonraki mücadelesini nasıl sürdürmeli?
Trabzonspor tüm dünya basınında gündeme gelecek şekilde bu adaletsiz ligden çekiliyorum diye bir tavır ortaya koyabilir. Bunun sonuçları vardır ve kolay değildir ama birşeylere dur diyebilmek için bu tepkiyi koymak lazım.
Trabzonsporâun medyada yeterince yer almaması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Katıldığım ulusal bir tv kanalında program bir yerlerden müdahale edilerek yarıda kesildi. Sistem bunu böyle istiyor. 1990 yılında derneğimizi kurduğumuzda şansal Büyüka ile görüşmüştük. Trabzonspor şampiyonluğa oynamadığı sürece medyada çok yer alamaz demişti. Biz de bu anlamda camia olarak bir bütünlük oluşturamıyoruz. Medyamız da dağınık. Trabzonsporâdan başkan olmuş, başkan adayı olmuş, yöneticil yapmış, gazetecilik yapmış insanlar kalkıp âFenerbahçeânin düşmesi bu lige iyi gelmezâ diyebiliyorlarsa bu insanlar Trabzonsporlu dahi olamamışlardır. Yıllardır mağdur edilen biziz. Yahu bu ligde yıllardır şampiyon edilmiyorsun düşsün kardeşim beter olsun. Bizi lime lime etmiş bir camia için kalkıp ligden düşmesin nasıl dersin.
Gurbetten Trabzon nasıl görünüyor?
Burası bizim için bir özlem. Ben bunu buradaki temsilcilik açılışında da söyledim. Biz Trabzon şehrine, Trabzonsporâa ve bordo mavi renklere aşığız. Gurbette yaşatan Trabzonsporluların tamamı da bu duygularla yaşıyor. Yani diyebilirim ki gurbetteki yaşayan Trabzonsporluların duyguları Trabzonâdaki Trabzonsporlularından çok daha farklı. Burada şampiyonluğa oynadığımızda tribünler dolmuyordu ama İstanbulâda Trabzonspor 60 bin kişiye oynuyordu. Trabzonâda insanlar önemli maçlarda bilet bulamaz dışarıda kalırlardı. Maç çıkışlarında uzak ilçelerin minübüsleri olurdu son yıllarda bunlar neredeyse ortadan kalktı. şehrin akil adamları buna kafa yorsunlar. şehrin sosyal yapısı bozulmuş. İnönüâde Beşiktaş çarşı pazar neyse taraftar grubu bizim taraftarımızı bıçaklıyor o taraftar grubunu burada bir tribün lideri ağırlayıp formalarıyla, atkılarıyla gezdiriyor ve onların da formasını giyiyor. Bunu bana hiçbir güç yaptıramaz. Bana kefen giydirirler ama Trabzonspor formasından başka hiçbir takımın formasını bana giydiremezler. Bu davranış geçmişte bizim Trabzonspor tribünlerinde vermiş olduğumuz mücadeleye hakarettir. Avni Aker tribünleri rezalet durumda. Bir tribünde 8-9 tane taraftar grubu mu olur. Bu şehir gelinmez bir şehirdi rakip takımlar için ama biz her yere giden bir takımız ve halen daha gidiyoruz. Bizim deplasmanda taraftar sıkıntımız yok. Allah için bizim de emeğimizin geçtiği Gurbetçi Gençler deplasmanda bu işin hakkını veriyor. Avni Aker şu anda taraftar açısından Türkiyeânin en rahat deplasmanı oldu. 2 gün evvel Beşiktaş taraftarı burada meşaleler yakıp Trabzonâa küfür ederek tezahurat yaptılar. Bu insanlar bunlardan rahatsızlık duymuyor mu? Siz hangi takımın taraftarısınız? Trabzonspor taraftarıysanız benim söylediklerimin altına imza atmak zorundasınız. Değilseniz o zaman da oturun köşenize.
Akyazıâda yapılması planlanan yeni stadyum hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Akyazı projesinin ne olduğunu bu şehirde kimse bilmiyor. Akyazı projesi 2011 Avrupa Gençlik Olimpiyatlarıânın projesiydi. 2005-2006 yılında projelendirilip 2011 yılına yetiştirilecek bir projeydi ve yapılmadı. Yapılmadığı için bu halk yapmayanlar hesap sormak zorundaydı, sorulmadı. Devlet eliyle her yere statlar yapılıyor. Profesyonel liglerde takımları olmayan şehirlerde bile statlar var ama bizi bu zamana kadar 2011 Gençlik Olimpiyatları projesiyle kandırdılar. 2011 yılında bitmesi gereken projenin 2013âte halen daha temeli atılmamış. Bu stadın burada yapılması da Trabzon şehrine ve Trabzonsporâa ihanettir. Avni Aker şehin göbeğinde ve insanlar o stadyumu dolduramıyorlar. İnsanlar evlerinden, kahvelerden kalkıp maça gidebiliyorlar bu şartlarda o stat dolmuyor siz şehrin dışına bu stadı taşıyacaksınız ve 40 bin kişiyi oraya toplayacaksınız. Galatasarayâın bir Olimpiyat Stadyumu tecrübesi var. 15 milyonluk şehirde Galatasaray o stadyumu dolduracak taraftar bulamadı tekrar kendi stadyumuna dönmek zorunda kaldı. Önümüzde daha somut örneği var. Trabzonspor Basketbol Takımı şehrin biraz dışındaki spor salonuna geçti maçlarını oynadı bu sezon tekrar 19 Mayıs Kapalı Spor Salonuâna dönmek zorunda kaldı. çünkü taraftar gitmiyor. Geçtiğimiz yıl Fenerbahçe maçında iki katlı salonun ilk katını ancak doldurabildin. şu an Trabzonâun Ak Partiâde bakanlık yapmış, milletvekilleri falan hiç birisi bu stadyumun Akyazıâda yapılmasını istemiyor. Hatta çimento fabrikasının yerini dediler. Meydandan hemen düştün oraya ama ne yazık ki bizim siyasilerimiz bu anlamda tepkilerini ortaya koyamıyorlar. Eskişehirâde de benzer şekilde stadyum şehrin dışına taşınacaktı taraftarlar ayaklandı stadyum aynı yere yapılacak. Bursaspor yeni stadyumunu eskisinin 1 kilometre ötesine yapıyor. Antalyaspor da keza öyle.
Siyaset Trabzonspor Kulübüânün neresinde ve siz bu durumdan rahatsız mısınız?
Nuri Albayrak yönetimine destek vermiş sonra da muhalefet etmiş birisiyim. Allah için Nuri Albayrak mevcur siyasi iktidar ile iyi ilişkileri olan bir başkanımızdı. Ben onun döneminde dahi siyasetin Trabzonsporâa bu kadar bulaştığını görmedim. Bu dönem Trabzonspor siyasete bulaşmadı adeta siyasetin ortasında yer aldı. Nuri Albayrak bu anlamda siyasetin dışında bu takımı tutmuştur. Başarısızlıklarını eleştirdik yine eleştiririz. Birebir konuşamamızda âTrabzonspor siyaset üstüdürâ sözleri vardı kendisinin. Lakin bu dönemde Trabzonspor siyasetin tam göbeğindedir. Tabi bu bir mücadeledir. Trabzonspor kongresinde siyaset mi hakim olacak yoksa Trabzonsporâun kendi dinamikleri mi Trabzonsporâa hakim olacak bunu kongre sürecinde göreceğiz.
Trabzonspor kötü günler geçiriyor. Trabzonspor bu süreci nasıl atlatır?
Trabzonsporâun âküme düşer miâ tartışmasını yaparken bile zorlanıyorum. Bunu bir hakaret olarak görüyorum. Bu duruma Trabzonspor gelmiştir. Temennimiz bu süreçten bir an önce sıyrılıp iç sıkıntıları bertaraf etmek için mücadeleye başlamaktır. Bunu gördüğümüz için tribünlere yeniden döndük diyoruz. O süreç bu süreç. Bu anlamda da kendi iç kavgalarımızı bir kenara bırakıp şu süreçten sağlıklı bir şekilde çıkmanın bütünlüğünü yaşayalım diye düşünüyorum. Ben sezon başında bir ifade kullandım. şike ahlaksızları, şikecileri savunanlar, destekleyenler tarafından Trabzonsporâa bir komplo kuruluyor. Trabzonspor küme düşürülmeye çalışılacak ve şenol Güneş istifa ettirilecek. şenol Güneşâi teknik direktör olarak eleştirebilirsiniz ama şike sürecinde söylemleriyle bu ülkeye ders vermiştir. şenol Güneşâin bu duruşundan rahatsızlık duyanlar aynı kişiler. şenol Güneş itibarsızlaştırılıp gönderilecek demiştim ve bu noktaya geldik. Bana bu yönetimi neden eleştirmiyorsunuz diyorlar. Bu yönetimi zamanında eleştiren tek kişi benim. Direk eleştirimi Sadri şenerâin kendisine yaptım 2009 yılında.
Trabzonsporlulara bir mesajınız var mı?
Bu süreç Trabzonspor için tarihinin en kritik dönemi. Bu dönemde bu camia kesinlikle kenetlenmeli. Kavgalarımızı, kişisel ihtiraslarımızı bir kenara bırakıp Trabzonspor için herkes ne katkı sağlayabilir onun mücadelesini vermeli.
Bu Röportaj Zaguda.net’te Yapılmıştır. Engin Uzunoğlu