Süper Kangren Kupası ve Temiz Eller Operasyonu

Hüseyin Değirmenci

Pandemi dönemini saymazsak, bu sezon kadar darmadağınık bir sezon daha yaşadığımızı hatırlamıyorum.

Milli aralar, hafta içi maçlar, hafta sonu yada hafta içi gündüz maçları derken, koca bir hafta sonuna bir süper kupa maçı koyup ligi anlamsız mazeretlerle ileri haftaya kaydırmak, kendilerine işgüzarlıktan başka bir şey değil.

Bilmem ne zaman oynanması gereken süper kupa maçları, keyfe keder değişimler ve programlarla erteleme manyağına döndü.

Suudi Arabistan’a gittiler becerip oynayamadan, üstelik dövüşüp geri geldiler.
Şimdi Fenerbahçe’nin kaprislerine muhatap, Urfa’da oynanması planlanan bu süper kangren kupası, daha oynanmadan bir dizi entrika ve eyleme gebe!

Neyse ne!
Yesinler birbirlerini, bu iğrenç dönemde hiçte umrumda olmayacak.

Beni asıl ilgilendiren,
Trabzon’da oynanan ve bir dizi olayların olduğu derbi müsabakası sonrası, zorlama ile bekletilen sevkler ve akabinde verilen komik, hatta trajikomik kararlardır.

Trabzonspor’a 6 maç seyircisiz oynama ve para cezasını cesurca veren korkak güruh,

Derdest edilmiş taraftarlara vahşice, düşmanca saldıran ve yerde yatan taraftarın kafasına tekme vurmak suretiyle öldürmeye teşebbüs eden FB’li oyunculara aynı cesaretle ceza veremedi.

Olaya karışan saldırgan oyuncuların hepsine ceza veremediği gibi, ceza verdiklerine de, lütfen 1’er maç ceza vererek bir skandala imza atmıştır.

Özellikle örnekleri ile Türk ve dünya futbolunda olan buna benzer olaylar ve cazlarını emsal aldığımızda, bahse konu oyunculardan Osayi, Oosterwolde ve Batshuayi, yaptıkları saldırgan eylemleriyle, en az 5’er maç ceza almaları gerekirdi.

Tabi söz konusu Fenerbahçe olunca, bütün hesaplar, bilinen doğrular unutulup, kanunlar bile değişebiliyor. Bu nasıl bir korkudur, bu nasıl bir aymazlıktır. Anlayan babada anlatsın lütfen.

Fenerbahçe dayakçı oyuncularının ceza alacağını tahmin ettiğinden, bunun önüne geçmek için olmadık tehditler ve bir çoğu da blöfler yaparak, bu muhtelif cezalardan oyuncularını kurtardı.

Son olayda, Rahmetli Özkan Sümer’in veciz bir sözünü hatırladım!
“Fenerbahçe haksızlığı hak olarak kabullenmiş bir kulüptür”

Kendi adına kanunlar bile değişti, olmadık kaoslardan ceza almadan kurtarıldı ama, çıkmış Adana Demirspor müsabakasında sahaya koca puntolarla
ADİL REKABET yazmışlar!

Adama sormazlar mı!
Adil rekabeti yerle bir eden sensin,
Sen adalet değil, ayrıcalık istiyorsun!
Artık bu şımarık çocuk huyları, davranışların bıktırdı, bıktırmakla kalmadı mide bulandırıyorsun.

Ne olacak nasıl olacak bilmiyorum ama, eğer Türk futbolundan ülkemiz adına bir beklentimiz yoksa sorun da yok!
Fakat,
Bir beklenti varsa ki olmalı, o zaman bu gidişle bu olmaz!

Futbolda adalet ve temiz eller operasyonu yapılmalı!
Yapılmalı ancak bu,
Sıfır kilometre isimlerle olmalı!
Eski, bilinen ne kadar isim varsa unutulmalı!
Hiç kimsenin bilmediği fakat, idaresi ve kişiliği güçlü, adaletli ve cesur bir isimle yeniden yapılanma olmalı.

Futbolu yönetecek kadrolarda, kulüplerin tayin ettiği isimler olmamalı. Futbolun içinden gelen, rengi olmayan ve herkese aynı mesafede olan, tehditlere boyun eğmeyen, adilane yönetecek isimler olmalı. Başkada mümkünü yoktur.

Siyaset, rant, reklam, renk, kimlik, taraftar, kulüp, yönetici, medya gibi unsurların etkisinde kalmadan, etkisi altına alacak, yönetecek, yönlendirecek ve hak edenin hakkını tas tamam teslim edecek, hata yapanın gözünün yaşına bakmayacak bir TFF yönetimi ve başkanına Türk futbolunun ihtiyacı var!

Umarım hayal değil gerçek olur!

(2010-11 ŞAMPİYONU TRABZONSPOR)

Yazar